Ana Sayfa
  ultrAslanın Kuruluşu
  UltrAslan İlkeleri
  Alt Gruplarımız
  ultrAslan yardımlar
  Manifestomuz
  Tezahüratlar
  Aslantepe
  İletişim
  Unutulmayanlar
  Galatasaray Tarihi
  Ziyaretçi defteri
  Forum
  Deneme
ultrAslanın Kuruluşu
53 kişilik destan


2000’de Ali Sami Yen’de meşaleler yandı... Taraftar mahkemelik oldu. Yönetim sessiz kalınca, 53 Cimbom’lu Türkiye’nin en büyük taraftar grubu ultrAslanı kurdu...


***





Bir FotoMurat vardı


Kendisi Trabzonlu ama babası Ürdün’lüydü.. Ve o tam bir Galatasaray aşığıydı.. Kuruluşunda büyük emeği geçtiği ultrAslan’ın bütün tribün fotoğraflarını o çekerdi.. Kanser denilen illet, "Hayatımın en mutlu 4 senesini ultrAslan’la yaşadım" diyen Murat Elsaleh’i 24 yaşında çok sevdiği Galatasaray’dan koparırken, geride de anıları kaldı.. Yakın arkadaşı Kayhan Berberoğlu "Foto Murat"ı işte bu duygularla anlattı:
1980 yılının bir sonbahar gününde, yeşilin bin tonunu koynunda barındıran Trabzon’da doğar Murat. Soyadına bakıp "Senin neren Karadenizli?" diye soranlara "Ne o, Arap şeyhliğini yakıştıramadın mı?" derdi. Evet, Murat baba tarafından Ürdün’lüydü ama "Ben Trabzonluyum daa" diye de eklerdi. İlkokul, ortaokul ve liseyi Trabzon’da okumuştu Murat. Sonra İstanbul’da Yıldız Teknik Üniversitesi’ni kazanmıştı aynı benim gibi. O, Gemi İnşaatı Mühendisi olacaktı ben de bildiğiniz İnşaat Mühendisi.. Galatasaray’a, futbola, fotoğrafa, sinemaya, Türk filmlerine, Türkan Şoray’a, Orhan Gencebay’a, Sadri Alışık’a, eski 45 liklere, eski arabalara aşıktı. Galatasaray’a olan aşkımızdan başka ortak özelliğimiz pek yoktu... ultrAslan içindeki çalışmalarımızda samimiyetimiz arttı, sonra da ev arkadaşı olduk zaten. Benim Rizeli, O’nun Trabzonlu olması iki inatçı Karadenizliyi sürekli didişmeye götürse de birbirimizi bir o kadar da seviyorduk. Çünkü biz Galatasaraylıydık! ultrAslan-Uni’nin kurulumunda Murat’ın da emeği çoktu. Zaten deplasmandı, amatör sporlardı demeden her yere beraber giderdik.. Bütün tribün fotoğraflarını O çekerdi. Alpaslan ağabey O’na "Foto Murat" lakabını takmıştı. Sonradan o eski model fotoğraf makinesiyle işkence çekmesine dayanamayıp yeni bir makine almıştık. Çocuklar gibi sevinmişti. Kaldığımız ev dernek gibi kullanıldığı sırada evde yaptığımız sopalı pankartların en güzelleri O’nun tarafından çizilirdi. Murat meğer çok önceden yakalanmış lanet kanser hastalığına. Önce o upuzun saçları dökülüverdi. Tedavi gördü, iyileşti sandık. Sonra KTU Tıp Fakültesi Onkoloji bölümünde yattı uzun süre. En bitkin anında bile söylediği tek şey vardı;Hayatının en mutlu 4 senesini bizlerle yani ultrAslan ile tanıştıktan sonra yaşamıştı.6 Nisan 2004’te kaybettik kardeşimizi. Ama o bizim için ölmedi. Ruhu hala bizlerle birlikte ve bizler tribünlerde olduğumuz sürece de o ruhu yaşatacağız. Diğer vefat eden kardeşlerimizi yaşattığımız gibi.

* * *

ultrAslan’ın şehitleri sadece "Foto Murat" la sınırlı değil.. Beykent Üniversitesi öğrencisi Salih Kayıkçı 5 yıl çektiği akciğer rahatsızlığının kansere dönüşmesi sonucu 16 Haziran 2006’da vefat ederken, Celal Bayar Üniversitesi öğrencisi Gürkan Ersoy ise 18 Ekim 2006’da PSV maçına gelirken Susurluk yakınlarında geçirdiği trafik kazasında hayata gözlerini yummuş..




Meriç Tunca





53 kisiyle atılan tarihi adım



04 Aralık 2000 tarihinde, Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan Galatasaray-Fenerbahçe (0-0) maçında yaklaşık üç bin adet meşale yakılmıştı. Stat rakip için cehenneme çevrilmiş ancak sahaya atılan meşaleler (ki tribündeki bir çok insan bu meşalelerin görevli polislerce panik içinde sahaya atıldığını söylüyorlardı) daha sonra Galatasaray taraftarının başına büyük dertler açmıştı. Bu meşalelerin alınmasında, stada sokulmasında kimlerin sorumluluğu varsa emniyet tarafından toplanmak istenmişti. Ancak suçlu, suçsuz birçok Galatasaraylı gözaltına alınmış ve maalesef kulüp de bu taraftarlara sahip çıkmamıştı. Bizler arkadaşlarımız için uğraşıyorduk ama çok fazla da yapacak bir şeyimiz yoktu. Neticede arkadaşlarımız mahkemeye sevk edilmişlerdi. Arkadaşlarımızı yargılayacak olan Hakim daha ilk mahkemede, "Böyle saçma sapan bir olayın mahkemeye intikal ettirilmesine" çok kızmıştı. Ama mahkeme o kadar sene geçmesine rağmen hala sonuçlanmadı! Bu olaya çok içerlemiştik. Kulübün taraftara sahip çıkmaması üzerine artık Galatasaray taraftarına sahip çıkacak bir derneğin açılması gerektiğinde hem fikir olmuştuk. Bunun üzerine 2000 yılının Aralık ayı sonlarına doğru Galatasaray tribünlerinin eski adamlarına ve ileri gelenlerine bir çağrıda bulunuldu... Acil olarak bir toplantı yapılmalı, fikirler alınmalıydı. 20 Ocak 2001 günü Taksim’deki Ceylan Otel’e doğru yola çıkan 53 Galatasaraylı, bu toplantı sonucunda G.Saray Spor Kulübü’nün yaklaşık 100 yıllık tarihinde muazzam bir süreci başlatacaklarını elbetteki bilmiyorlardı. İyi giyimli, orta yaş kuşağı Galatasaraylılar bir yandan açık büfede bir şeyler atıştırarak sohbet ediyor, bir yandan da önceden hazırlanmış olan bazı grafik çalışmalarını gözden geçiriyorlardı. Dört sene üst üste kazanılan şampiyonluklar, yurtiçindeki tüm kupalar ve yenilgisiz UEFA Kupası Şampiyonluğu ve hemen ardından gelen Süper Kupa "başarı yorgunluğu"nun olumsuz etkilerini tribünlere yansıtıyordu. Açıkçası bu da, ortalama 25 yılını tribüne vermiş olan insanları rahatsız ediyordu. Çünkü oradakilerin çoğu 13 sezon şampiyonluk görememiş bir nesilde yetişmişti ve hiçbir başarı bizi Galatasaray’ımıza doyuramazdı. Birçok Galatasaraylı nasıl doymuş olabilirdi ki?.. Bunu çok garipsiyorduk. İşte ilk toplantıda bunlar vurgulandı. İlk önce bir video gösterisi yapıldı. Işıklar söndü ve salondaki 53 kişi Galatasaray’ımızın son 15 yıllık tarihini izlemeye başladı... Eskinin salkım saçak kapalısı izlendi, ruhları titreten tezahüratlar dinlendi. O videoda gösterilen tribünlerde yer alan insanlar da bizlerdik! O tezahüratı biz yapmıştık! O pankartları biz asmıştık! O delice heyecanı ve coşkuyu biz duymuştuk! Peki ama şimdi o coşkuya ne olmuştu? Oysa ki 80’li yıllarda Galatasaray da diğer Türk takımları gibi, bugünleri hayal bile edemeyeceğimiz kadar sportif olarak gerideydi. Şimdi ise çok başarılıydık ama insanlar başarıyla daha da coşacağına, kendilerini adeta salmışlardı. Maç seçmeye başlamış, taraftar gibi değil de artık birer "seyirci" gibi maçları izlemeye başlamışlardı.






Cehenneme hoşgeldin Fenerbahçe

Kadıköy’de oynanacak olan Fenerbahçe-Galatasaray maçı için Maraton Tribünü’nün bir bölümü Galatasaray taraftarına ayrılmıştı ama daha önce Kaç bin bilet istiyorsanız verelim" diyen Fenerbahçeli yöneticiler yoğun talep karşısında şaşırmış ve 1900 biletle işi kurtarmaya çalışmıştı. Aslında Kadıköy’de yıllarca yaşanan cinnet ortamı futbolun spor olmaktan çıkmasını, normal futbol izleyicisinin değil bir çok gazetecinin bile Kadıköy’e gitmek isteğinİ engelliyordu.. Ama Galatasaray taraftarını üç ay önce yani 7 Şubat 2001 tarihinde yine Kadıköy’de oynanan ve 4-4 biten Türkiye Kupası maçında hiçbir şey engelleyememişti. Zira adını 3 Şubat’ta almış olan ultrAslan henüz 4 günlük olan ismiyle birilerini sıkıntıya sokmuştu. Çünkü ultrAslan statta kendine ayrılan yer için daha fazla bilet talebinde bulunuyordu. Bu biletler verilmeyince de yan tribünden bilet alan Galatasaray taraftarları kendilerine ayrılan bölüme geçip sımsıkı bir birlik oluşturuyorlardı. İşte 6 Mayıs’taki maçta da bu tehlikeyi sezen Fenerbahçe yönetimi "Alın size fazla yer ve fazla bilet" diyemiyordu. ultrAslan kimliğine bürünmüş Galatasaray taraftarını engellemek kimsenin haddine değildi ancak yine de tüm fazladan bilet bulma uğraşları pek fazla işe yaramamıştı, Fenerbahçeliler biletleri adeta gömmüşlerdi. Ali Sami Yen’de toplanıp otobüslerle Kadıköy’e geçen 1900 ultrAslan stada geldiğinde saçma sapan şeylerle karşılaştı. Örneğin ultrAslanların tribüne giriş bölümü yarım metre lağım suyuyla kaplıydı. 1900 kişi yaklaşık iki saat o suların içerisinde bekletilip tribüne bin bir güçlükle girerken, içerideki durum daha da rezaletti. Çünkü, tüm koltukların üzeri organize bir çalışma ile yumurta, çim, dışkı, çamur karışımı abukluklarla süslenmişti! İçeride su ve yiyecek satılmıyordu, tuvaletlerin kapıları ise kilitlenmişti. Sağ ve sol tribünlerde bulunan rakip taraftarların yukarıdan rahatlıkla attıkları sidik dolu torbalar, taşlar, şişeler ise durumu daha da şenlendiriyordu (!) Bir üzücü yan ise o zamanki bir Fenerbahçe yöneticisinin kulübü yöneteceğine bu tip ottan işleri bizzat yönetmesiydi! Tabii ultrAslan grubu o şahsa gereken cevabı bir sonraki lig maçında hazırlattığı 20 bin el ilanı ile verdi. Neticede yağan yağmur altında sesinin son perdesine kadar 90 dakika takımını destekleyen ultrAslanlar 2-1’lik mağlubiyetin verdiği üzüntüyü bir kenara bırakmış bir sonraki rövanş maçı için intikam planları hazırlamaya başlamıştı. Tezahürat bile hazırdı. Nitekim rövanş maçı geldiğinde stat içi ve stat çevresinde bir çok etkinlik (!) hazırlamak için girişimler yapılıyordu. Bu etkinliklerin iğrenç ve sağlığa uygun olmayanlarına tribün ağabeyleri engel olmaya çalışıyordu hatta kulüp yönetimi ise stat içinde rakip seyirci için hazırlanan tuzaklara rakip yöneticiler gibi çanak tutmuyor, bunları engelliyordu. O günlerde bu organizasyonları engelleyenlere ve daha çok kulüp yöneticilerine kırgınlık olmuştu ancak sonradan herkes bu tip saçmalıkların ancak Kadıköy’de yapılabileceği konusunda hem fikir olmuştu. Yine de ASY’ye gelen Fenerbahçe takımı, dışarıda binlerce ultrAslan’ın arasından geçerken bu Cehennem’in eskisinden daha farklı olduğunu anlıyordu. Stattaki atmosfer ise Fenerbahçeli futbolcuları adeta kilitlemiş, takımımız ise sahadan 2-0 galip çıkmıştı. Ve ultrAslan’ın bunda payı büyüktü.





ultrAslan fırtınası


Bir tribünün en önemli unsuru taraftar tezahüratı olduğu kadar, açılan pankartlardır..


***

Pankartların dili


Bir tribünün en önemli unsuru taraftar tezahüratı olduğu kadar, açılan pankartlardır.. İşte ultrAslan’ın kuruluşunun hemen başlarında Şampiyonlar Ligi’nde Deportivo ile oynanan maç için hazırladığı pankart da bunlardan biri. Çünkü o günün büyük önemi var. 14 Şubat 2001’de yani "Sevgililer günü"nde açılan "Only you (Sadece sen)" yazılı pankart, ultrAslan’ın evrensel kimliğini yansıtması kadar verilen emeği de ortaya koyuyor.


UltrAslan, ismini aldıktan sonra tribüne çok hızlı bir giriş yaptı. 14 Şubat Sevgililer Günü’nün Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde kendi evinde oynayacağı Deportivo La Coruna maçına denk gelmesi, ultrAslan’ın ilk tribün organizasyonunu gerçekleştirmesine ilham kaynağı oldu. Kapalı’da açılan "Dev Kalp" tasarımlı bayrak, hem Sevgililer Günü’nde taraftarın takımına mesajını veriyor hem de tribünlerde ortaklaşa dayanışmayla, öncesi ve sonrasıyla muhteşem bir organizasyon gerçekleştiriliyordu. Aynı maçta, organizasyon ve ultrAslan hakkında hazırlanan broşürler tribünlere dağıtıldı. Galatasaray camiası ultrAslan ismiyle ilk kez orada tanıştı. (Maçı da Galatasaray 1-0 kazandı.) ultrAslan’ın ikinci büyük "Tribün Şov" etkinliği Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki kritik Milan maçı için düşünülen dev bayrak oldu. Milan’ı 2-0 yendiğimiz bu maçtaki devasa bayrak, ülkemizin bu ölçekteki ilk bayrağı olarak tarihe geçti. Açık tribünün tümünü kapsayan bu bayrak, 4.850 m2. boyutlarında ve yaklaşık 2 ton ağırlığındaydı. Gerek yapılışı ve stada taşınması, gerekse bazılarının sık sık yaptığı gibi "papyon" olmadan açılması, önceden iyi planlanmış bir organizasyon ve geniş katılımlı işbirliği gerektiriyordu. Tüm ultrAslan’lar, 10 yaşından 60 yaşına kadar herkes bu organizasyonda elbirliğiyle, yağmur altında yılmadan çalıştı ve sonuç tüm dünya basınının ertesi gün övgüyle bahsettiği büyük "Tribün Şov" oldu... Milan maçı için yapılan hazırlıklar sadece büyük bayrakla sınırlı değildi. İtalyan tribünlerini anımsatan sopalı pankart çalışması da yapıldı. Ülkemizde ilk kez bu sayıda (yaklaşık 850 adet) sopalı pankart hazırlanmıştı. Her biri özgün birer "art-grafiti" olan pankartlar, taraftarın takımına olan sevgisini ve günceli yansıtıyordu.Gerçek yaratıcılığı yansıtan sopalı pankartlar, her zaman olduğu gibi Türk basınının ilgisini çekmedi. Ama Şampiyonlar Ligi maçlarına gelen yabancı gazeteciler, ertesi günkü ve sonraki baskılarında Ali Sami Yen Cehennemi’ni yansıtan fotoğraflarında ultrAslan’ın sopalı pankart resimlerini kullanıyordu. ultrAslan’ın bu organizasyonu, bu etkinliğin en yaygın uygulandığı yer olan İtalya’da bile yankı buldu ve İtalyan taraftar siteleri, Galatasaray tribünlerindeki etkinlikleri kendi aralarında uygulama konusunu tartışmaya başladılar.



 
 

galatasaray
 
Taraftarın 11i  
   
TSL Puan Durumu  
   
Taraftarmetre  
   
Bugün 12289 ziyaretçi (16700 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol